Selamünaleyküm. Şu sıkıntılı günlerde kimseyi eleştirmek istemiyordum. Ancak, gördüklerim, duyduklarım beni bu yazıyı yazmaya itti. Bildiğiniz gibi, Mersin'in kırsal bölgelerinde son 1 haftadır etkili olan bir kar yağışı var. Berekettir, şükürler olsun yağdırana. Bu bereket beraberinde bazı zorlukları da getirdi. Mersin'in diğer ilçel..

Selamünaleyküm.

Şu sıkıntılı günlerde kimseyi eleştirmek istemiyordum. Ancak, gördüklerim, duyduklarım beni bu yazıyı yazmaya itti.

Bildiğiniz gibi, Mersin'in kırsal bölgelerinde son 1 haftadır etkili olan bir kar yağışı var. Berekettir, şükürler olsun yağdırana.

Bu bereket beraberinde bazı zorlukları da getirdi.

Mersin'in diğer ilçelerinde durum nasıl, bilmiyorum. Ancak, Silifke'nin kırsal mahallelerinde durum çok kötü.

Hani siz "kar gezisi"ne gidiyorsunuz ya. İşte o kar, köylerde yaşayan insanların, zaruri ihtiyaçlarını gidermesinde zorluk çekmesine sebep oluyor.

Bizler pek bilmeyiz, ancak büyüklerimizin anlattığına göre, en son 18-20 yıl evvel böyle şiddetli bir kar yağışı görülmüş.

O zamanlar zaten imkanlar kısıtlı olduğu için, ne yolları açan olmuş ne de yardıma giden.

Ancak!

Şu an, yani 21. yüzyılda yolların kapalı olması ne demek? Lütfen birisi bana bunu açıklasın!

Bir kaç mahalle hariç, hemen her mahallenin yolu kapalı, elektrik kesilmiş.

İşin kötüsü, bazı mahallelerde su da kesilmiş ve telefonlar çalışmıyor.

"Ne olmuş yani, bir kaç gün idare etsinler!" diyenlerinizi duyar gibiyim.

Silifke Merkez'de elektrik yarım saat kesildiğinde içinizden, belki de açık açık milletin içinde ettiğiniz küfürleri hatırlayın derim.

Gelin hep birlikte kendimizi o insanların yerine koyalım.

Kar o kadar çok yağmış ki, sabah kalktığınızda kapınızı açamıyorsunuz. Elektrik, su yok.

Telefonlar çalışmıyor, kimseyle iletişim kuramıyorsunuz. Cep telefonunuz varsa ve şebeke çekiyorsa birilerini arayıp yardım istiyorsunuz.

Ama ne gelen var ne giden..

Cenazeniz var, defnedemiyorsunuz.

Hastanız var, hastaneye gitmeniz imkansız.

Şimdi de, "Ya kardeşim devlet helikopteriyle yardıma gitti!" diyenler olacaktır.

O konuda emeği geçenlere teşekkürler. Ancak helikopter ile müdahale edilebilen hastaların sayısı bir elin parmağını geçmez, o köylerde yüzlerce insan yaşıyor.

Ayrıca o yollar, kar iyice çoğalmadan açılmış olsaydı, bugün ne helikoptere gerek kalırdı, ne de o insanlar sıkıntı çekerdi.

Son olarak; Atatürk'ün, "Köylü milletin efendisidir!" sözünü hatırlatıp, görevini yapmayan ya da eksik yapanlara sesleniyorum:

Bu milletin ahı sizi perişan eder, benden söylemesi. Siz, bu millete hizmet etmek için o makamlara, mevkilere getirildiniz.

Siz, işinizi eksik yaptığınız için, orda yaşayan insanların "Devletimiz bizi unuttu!" diye düşüneceğini unutmayın. Bu, ağır bir vebaldir.

O sıcak koltuklarınızdan kalkın da, milletin neler çektiğini görün. Talimat verdiğiniz personelleriniz, işlerini yapıyor mu diye kontrol edin!